Hayatın en güzel anı “saçlarını gördüm” cümlesini duymakmış… Ben en başında gerekmedikçe sezaryen olmak istemiyorum, normal doğsun istiyorum diyen annelerdenim ve çok şükür dilediğim oldu 🙏 Asd hikayemden dolayı (kalp ameliyatı geçirdim) sezaryen olabilirdim. Çünkü heyecan, korku, yanlış nefes önce beni sonra bebeğimi sıkıntıya sokabilirdi. Sürekli kalp doktoruna görünmem gerekirdi fakat ben kendime ve bebeğime çok güvendim. Sonra müthiş bir doktor, ardından müthiş bir eğitimle tanıştım. Sonra da bana profesyonel destek verecek olan harika doulamla hikayemiz başladı
38. Haftaya kadar her şey normaldi, kendime güvenim tamdı ama bebeğim 3500 gr yakındı ben minik bir gebeydim, ama olsundu. 39. Haftaya yakın yorulduğumu ve “hadi artık ne zaman doğum?” sorularından dolayı korktuğumu farkettim. Normal doğsun istiyor ama epizyotomi açılmasından çok korkuyordum ve bu korkumdan hiç kimseye bahsetmiyordum. “Gül artık sezaryen olsun dayanamıyorum. Önümüzdeki hafta kardeşimin düğünü var ve o düğüne katılamamaktan çok korkuyorum bu bile doğumumu durdurabilir.” dedim. Daha fazla devam ederse iyi bir anne olamazdım… Sezaryen olursam da doğum sonrası dönemi bol sancılı olacaktı ama belki düğüne kadar toparlanabilirim diye düşünüyordum. Bu düşünceler ile baş etmeye çalışmak bile beni fazladan yoruyordu. Ve Gül canım Gül, “sen normal istiyorsun başlatabiliyormuyuz diye Mine hocayla konuşalım , yine 2. seçeneğimiz olsun sezaryen” dedi. 39+5’te, saat 21:00’de Pazar akşamı yatışım yapıldı. Doğumu başlatmak için 22:30’da ilaç uygulandı ve 1-2 saat içinde oldukça hızlı açılma oldu. Öyle ki saat 01:30’da ebem Şule, doulamı aradı ve 6-7 cm açıklığım olduğunu söyledi. Gül yarım saat sonra geldiğinde doğumhanedeydik. Kesiye olan korkum beni oldukça zorluyordu. Yapabileceğim nefesleri yapamaz, olmayan sancılar var ve çok gibi kendimi zorladım da zorladım. Bu korkular yetmezmiş gibi suyum gelmişti ve bebeğim mekonyumluydu. Ama kendini hiç bozmamıştı, o benden daha kararlıydı BU DOĞUM NORMAL OLACAKTI.
Korkum bana çok engel oluyordu, “gerekmedikçe normal doğuracağım” diyen ben, “sezaryene alın beni noluur” diye yalvarır olmuştum. Zaten Gül koluma bir saat takmış arada benim nabzımı kontrol ediyordu. Hani şu malum kalp ameliyatı öyküsü. Eşim, doktorum ve doulam bu engeli kaldırmamda oldukça yardımcı oldular ve Mine hocanın “bebeğin kendini bozmadı, geliyor ve sen de nefes almasına yardımcı ol.” cümlesi sezaryen kafasını bıraktırdı. Belki de; “yok beni sezaryene falan almayacaklar iş başa düştü” diye düşündüm. (Şu an pek hatırlamıyorum🙄) Korkumu bastırdım ve istemsizce gelen ıkınma isteklerinin arkasından şu cümleyi duydum: “SAÇLARI GÖRÜNDÜ”. Gül kocaman bir ağız dolusu gülümsemeyle, kan ter içinde kalmış suratıma bakıyordu. Saatlerce (aslında toplamda 5 saat sürdü ama çok uzunmuş gibiydi) süren korkuyu bu cümle silip attı ve ben 15 dakika içinde doğurdum. Kesi yoktu evet (olsa da umrumda değildi o saatten sonra) ama küçük bir sıyrığım vardı ama bebeğim burdaydı hiç birşeyin önemi yoktu. Korkmasaydım belki bebeğimi strese sokmazdım o da kakasını yapmazdı, bizde direkt ten tene temas yapardık ama korkum bebeğimi zorladı ve malum kaka her yerindeydi. Bu yüzden önce çocuk hekimi ile tanıştı. Yani önce kontrol edildi. Çok güçlü bir bebeğim vardı kendini bozmadı o doğal tercih etti ve her şey onun istediği gibi gerçekleşti. Annesinin korkuları yüzünden biraz zor olsada o normal yoldan doğdu 🤗 Sonrası; Liya önce ben,sonra babası ile tentene temasını yaptı ve emmek için tekrar kollarıma geldi, yeni bir dönem başladı böylelikle. 🤱🏻
0 Yorum