Normal Doğum Hikayem
Hamileliğimin en başından beri normal doğum istiyordum, aynı zamanda da korkuyordum.
Nasıl olacaktı, nasıl bitecekti; kafamda deli sorular! Vajinal muayene olmaya bile çekinen ben, normal doğum nasıl yapacaktım?! Ama hamileliğim boyunca kendimi hem fiziksel, hem psikolojik hazırladım. Herkesin doğum hikayesinin farklı olduğunu kafama kazıdım, bol bol kitaplar ve pozitif doğum hikayeleri okudum. O an ilaç gibi geliyor!
Erken doğum tehlikesi sebebiyle son iki ayım evde geçti. Son günler geçmek bilmiyor, sürekli düşüncelere dalıyordum. Elim karnımda “Kızım gel artık, seni çok merak ediyorum” diyordum.
39+2. Haftada, cumartesi sabahı saat 6 gibi uykumdan sancıyla uyandım. Ne bir nişan, ne suyum geldi. Evet, bugün kesin doğuruyorum dedim. Panik yapmayacaktım, bebeğimi strese sokmamalıydım. Hemen saate baktım. Sancılarım düzenli bir şekilde 10 dakikada bir geliyordu. Başlangıç için oldukça düzenli ve hızlıydı.
Eşimi uyandırdım. Sıcak suyun açılmayı hızlandırdığını okumuştum, hemen duşa girdim, belimden aşağı sıcak su akarken bebeğimle konuşuyordum. “Aferin bebeğim, gayet güzel gidiyoruz, bugün sana kavuşacağım” diyordum… Banyodan çıktığımda sancım 4 dakikada bire düşmüştü. Hastane evimizden bir saat uzaklıktaydı. Hemen yola koyulduk. Tabii sancılarım epey şiddetlenmiş ve 3 dakikada bir gelmeye başlamıştı.
Hastaneye vardığımızda, muayene etmek için odaya aldıklarında ebe şaşkın bir şekilde yüzüme bakıp, “7-8 cm çok iyi” dedi. Ben de şaşırdım Epidurale, suni sancıya falan gerek kalmamıştı. Her şey doğal gidiyordu. Odamıza geçtik. 2 cm daha açılma olduğunda doğuma alacaklardı. Okuduğum kitaplardan şimdi faydalanma zamanıydı. Derin derin nefes alıyor, pilates topunda hareketler yapıyordum. Ebem gelip, “Sana bir şey öğretmemize gerek yok, sen zaten süper gidiyorsun” dediğinde kendimi kahraman gibi hissetmiştim! Daha da motive olup, “Evet evet yapabilirim!” dedim.
Aslında ilk doğumum olmasına rağmen gidişat gayet güzeldi. Ama 2 cm açılmayı bayağı bir bekledik. Bana odada ıkınma çalışmaları yaptırdılar, yere çömelerek tuvaletimi yapar gibi… İt bebeğini diyorlar ıkınamıyorum! Anlayana kadar birkaç dakika geçti. Sonra bağırarak ıkınma olmuyor bunu çözdüm. Tuvalet yapma hissi gelince “Geliyor geliyor!” diye biraz velveleye verdim ortalığı…
Doğumhane ye aldılar, doktorum geldi. “Bebeğin kafasını görüyorum, şimdi güzelce ıkın” dedi. Birkaç ıkınma sonrası bir ciyaklama sesi geldi! Bebeğimi göğsüme koydular direkt. Aman Allah’ım bu benim mi? Anne mi oldum?! sıcacık kaygan teni tenime temas ettiği an bir-iki saniye durdu ve ağlamadı. “Annem, annem!” diye haykırıyordum. Tarifi mümkün olmayan bir duygu, titriyordum resmen!
Sonra uyutulmak istedim, doğumdan ziyade dikiş korkum vardı. Şimdi “hiç gerek yokmuş aslında” diyorum, ama sanırım on beş dakika da olsa dinlenmek istedim. Dikiş faslımı bilmiyorum yani.. Uyanırken narkozun etkisiyle “Normal doğum yapabildim mi? Ben mi yaptım?! Nasıl yaptım?” demişim nasıl bir şoksa artık…
Velhasılı kelam 26 Ağustos 2017 Cumartesi saat 10:55’de anne oldum, bir melek katıldı aramıza…
Geriye dönüp baktığımda, güzel bir doğumdu. Abartılan, filmlerdeki bağırma sahneleri falan hiç öyle bir şey yoktu. Tabii ki zorluk yaşanıyor, ama o duyguyu tatmak için değer…
Anne ve bebek sağlığı tehlikede olmadığı sürece sezaryen olması taraftarı değilim. Günümüz şartlarında sezaryenin oranı oldukça arttı. Doğum yaptıktan sonra biraz sebebini anladım sanırım. Her şey normal giderken, birden bebek kalp atışları yavaşladı, kakasını yaptı vesaire sebeplerden dolayı son dakika sezaryene karar verildi diye duyuyoruz, çünkü anne stres oluyor ve bebek etkileniyor, korkuyor, yukarı kaçıyor veya kaka yapıyor süreyi uzatıyor. Mümkün olduğunca rahat ve sakin kalmak sonucu güzelleştiriyor.
Ben kızıma kavuştum, dileyen isteyen herkese nasip olsun. Sağlıkla gelsin bebişler!
Anne Saliha ÇAKICI
0 Yorum